Orijinal Olmayan Ürünlerin Baskı Kalitesine Etkisi Matbaa Teknik Dergisi 5 Aralık 2012
Murat Okunakul: “Biz, çalışırken bize sıkıntı çıkarmayacak bir firmadan makine almayı tercih ettik. Diğer girdiler için de aynı şey söz konusu, çok uygun fiyatlara girdiler var ama makine için, ortaya koyduğunuz ürün için en iyi sonucu verecek olan, daha fazla maliyet söz konusu olmasına rağmen orijinal girdileri tercih ediyoruz. Orijinal olmayan ürünlerin makineye vereceği zararı ve ortaya koyduğunuz ürünlerdeki baskı kalitesini düşünmemiz gerekiyor.”
“İyi bir yönetici olmak için onların sizin işinizi yaparken ne hissettiklerini de bilmek gerekiyor. Böylelikle iş yerinizde onlardan daha fazla verim alabiliyorsunuz. “Ben bu işi biliyorum” diyerek kendine bir yer açan ve kısa sürede işi batıran bir çok insan biliyoruz.”
Murat Okunakul, eğitimini turizm otelcilik bölümünde tamamlamış ama bu işe hiç devam etmemiş. O, baba mesleğine merak sarmış. Murat Okunakul, matbaa, grafik konusunda sektörün alaylılarından. İlkin babasının işyerinde renk ayrımı servisinde çalışır. Daha sonra bilgisayarda grafik öğrenir. Bilgisayar öğrendikten sonra bu işleri daha çok sevmeye başlar. Ve o sevgi ile birlikte sektörde devam eder. Ve bu işlerin hemen her dalında çalışır. 15 yıldır bir şekilde bu işlerin içinde. Kimi zaman renk ayrımcı, kimi zaman dijital çıkışcı, kimi zaman matbaacı… babasıyla birlikte başladığı serüvene yine babasının ortak olduğu 3B Grafik firmasında devam eder. Fakat babasının iş hayatını bırakma kararı kendine yeni bir yön çizmesi sağlar. Aldığı ilk karar bu işteki gelişmeleri çok daha yakından takip etmek üzere Almanya’ya gitmek olur. Bir yıl kaldığı Almanya’dan dönüşünde edindiği birikim onu başkasına ait bir iş yerinde çalışmak yerine kendi işini kurmaya iter. İşte Pigment Renk Ayrımı- Ofset – Dijital Baskı Merkezi’nin kısa kuruluş öyküsü… Gerisini Murat Okunakul’dan dinleyelim.
Pigmentin oluşumunu anlatabilir misiniz? Almanya’dan geri dönünce geldiğim seviye itibariyle başkasına ait bir iş yerine girmeyi düşünmedim ve kendi iş yerimi kurmak istedim. 4 yıldır kendi iş yerimde çalışıyorum. Önce sadece renk ayrımı yapıyorduk tek bir makine ile daha sonra ikinci bir film çıkış makinesi aldık. Zamanla baktık ki; - yurt dışı fuarları da yakından takip edince- film çıkışları, farklı bir mecraya doğru yol alıyor. CtP’lerden sonra biz de kendimize bir yön vermemiz gerektiğini düşündük. Ya CtP alıp matbaaya yönelecektik ya da dijital seçeneğini tercih edecektik. Yaptığımız değerlendirmelerde dijitalin biraz daha önünün açık olduğunu gördük. Ben şahsen matbaaların da bir süre sonra dijitale döneceklerini düşünüyorum. Yani biz kestirmeden dijital sektörüne girmeye karar verdik. Önce küçük bir iç mekan baskısı yapan makine aldık. Zamanla iyi işler yapılacağını görünce dış mekan baskısı yapan dijital makine aldık. Ama bir önceki iş yerimiz bize yetmemeye başlayınca da şuandaki yerimize taşındık. Burası 900 metrekare bir yer. Ondan sonra düşük tirajlı işleri basabileceğimiz bir dijital baskı makinesi arayışına girdik. Zaten Dereli ile Kodak için görüşmelerimizde devam ediyordu. Bu arada iç ve dış mekan baskı makinelerimize takviyeler yaptık bir de bu makine gelince makine parkurumuzu tamamlamış olduk.
Karar verme aşamasını biraz anlatabilir misiniz? Bir çok alternatif var ve bir tanesine karar vermeniz gerekiyor. O süreç nasıl gelişti biraz anlatabilir misiniz? Örneğin tercihinizi yaparken neleri dikkate aldınız? Açıkçası ince eleyip sık dokuduk bu makineye karar verirken. Çünkü makineyi alınca iş bitmiyor. Makinenin kullandığınız süre içerisinde yaptığı veya yapabileceği arızalar olabiliyor. Size çıkardığı problemler olabiliyor. Biz de almadan önce bu tip makineleri kullananlarla görüşmeler yaptık. Çünkü satıcıya gittiğiniz zaman her zaman “En iyi makine, benim makinem” der. Hiç kimse makinelerinin eksilerini koymaz ortaya. Ama makine kullanıcılarıyla konuşunca onlar makinelerinin bütün artılarını eksilerini ortaya koyuyorlar. Bu yüzden Kodak’la anlaşmadan önce en az altı ay piyasa araştırması yaptım. Neticede ciddi bir yatırım yapıyorsunuz ve alt yapısını ona göre hazırlamanız lazım.
Toplam maliyet Maliyet çok önemli, Kodak’ta kopya başı maliyet var. bunlarda piyasada rekabet edebilmeniz için dikkat etmeniz gereken kriterler. Biz ,çalışırken bize sıkıntı çıkarmayacak bir firmadan makine almayı tercih ettik. Diğer girdiler için de aynı şey söz konusu, çok uygun fiyatlara girdiler var ama makine için, ortaya koyduğunuz ürün için en iyi sonucu verecek olan, daha fazla maliyet söz konusu olmasına rağmen orijinal girdileri tercih ediyoruz. Orijinal olmayan ürünlerin makineye vereceği zararı ve ortaya koyduğunuz ürünlerdeki baskı kalitesini düşünmemiz gerekiyor.
Sadece baskıyı bilmek iş akışını bilmek yeterli olmuyor bütün bunların yanı sıra işletme maliyetlerini de çok iyi hesaplamak gerekiyor. Çok doğru söylüyorsunuz. Ben bu işe direkt olarak masa başında başlamadım. Sabah erken saatlerde gelip iş yerinin temizliğiyle de ilgileniyordum, dolayısıyla ben çalışan insanların psikolojilerini de çok iyi biliyorum. İyi bir yönetici olmak için onların sizin işinizi yaparken ne hissettiklerini de bilmek gerekiyor. Böylelikle iş yerinizde onlardan daha fazla verim alabiliyorsunuz. “Ben bu işi biliyorum” diyerek kendine bir yer açan ve kısa sürede işi batıran bir çok insan biliyoruz. Hatta kendi elemanlarımızdan da bu şekilde olan insanlar var.
Kodak size hangi avantajları sundu? Öncelikle Kodak’ın ilk müşterisi olmamız bize bir çok avantaj sağladı. Şuanda bu makinenin birkaç tane artı özelliği var ve o özellikleri sadece biz verebiliyoruz. 5. renk ve kısmi lak gibi özellikleri var makinenin. Bu tip makineler içinde sadece Kodak’ın sahip olduğu özellik bu. Bu bile önde başlamanızı sağlıyor. Diğer makinelerdeki gibi klik şarj yok bu özellikte maliyetlerinizi kontrol edebilmenizi sağlıyor. Maliyetler genelde %30-40 baskı üzerine yapılır, % 10 doluluk oranındaki bir iş bastığınız zaman maliyetinizi düşürüyorsunuz ve daha fazla avantaj sağlamış oluyorsunuz. Hız olarak, kalite olarak ve fiyat olarak diğer makinelerden çok daha avantajlı. Ayrıca ilk makineyi almış olmamızda bize ayrı bir avantaj sağladı. Bu makine İstanbul’da ilk ve tek. Bizim dışımızda İzmir’de bir firma aldı ve onlar zaten fotoğraf sektöründe hizmet veriyorlar bizim alanımızda değiller. Bizim tarzımızda piyasada iş yapan 10-12 kadar firma var ama bizim gibi geniş ürün gamında hizmet veren çok daha az firma var.
Bu ürün gamını biraz açalım o zaman. Bizim 300-350 civarında hizmet verdiğimiz firma var ve bunların hemen hepsi farklı sektörlere hizmet veriyorlar. Bu yüzden ürün çeşitliliğimiz çok fazla. Bu da bize bir takım avantajlar sağlıyor. Örneğin sektörlerden bir tanesinde kriz olduğu zaman diğer sektörlere yönelik çalışmalarımız devam edebiliyor. Sadece bir sektöre, sadece bir müşteriye sırtımızı dayamıyoruz. Müşteri portföyümüzü çeşitlendirmek bizi güçlü kılıyor.
Mecidiyeköy merkezli olmak ne gibi avantaj sağlıyor? 350 müşterimiz var dedim ama bu müşteriler içinde belki sadece 25 tanesi buraya gelip iş getiriyor. Geriye kalan müşterilerimizin ayağına biz gidiyoruz. Kurye hizmetlerimiz var. Bir kısmı internet ortamında geliyor. Dolayısıyla bulunduğumuz yer bize çok fazla dezavantaj getirmiyor. Hatta Mecidiyeköy’ün İstanbul’un merkezinde olması bizim sunduğumuz hizmette müşterilerimize daha kolay ulaşabilmemizi sağlıyor. Ve bir güven ortamı oluşturduk. Gelen işi direkt olarak müşterimizin müşterisine gönderebiliyoruz.
Bu makinede karar kılmanızda Dereli faktörünü anlatabilir misiniz? Ne gibi kolaylıklar sağlandı. Özellikle verilen teknik hizmet sizin için ne kadar önemli? Zaten biz uzun zamandan beri Dereli Grup’la çalışıyoruz. Bu makineden öncede film çıkış malzemelerimizi Dereli Grafik’ten alıyorduk. Yani uzun yıllara dayalı bir tanışıklığımız söz konusuydu. Ayrıca Dereli Grafik’in bu piyasada bir ismi var, güvenilirlikleri var. Yani bizi hiçbir şekilde yarı yolda bırakmayacaklarını biliyorum. Birlikte yaptığımız bir işten kendileri zarar ederler ama yine bizi zarar ettirmezler. Böyle bir anlayış içerisindeler. Teknik hizmet olarak bütün gerekli hizmeti çok güzel bir şekilde veriyorlar. Daha önce söylediğim gibi ilk olmamızdan dolayı bize fiyat avantajı da sağladılar. Bizde gerek firma olarak gerek Ahmet Dereli Bey ve Ahmet Uzun Bey’e şahıs olarak son derece güveniyoruz. Bu yüzden hiç tereddüt etmeden makineyi aldık.
Dijitalin geleceği, bundan sonraki NexPres size ne gibi bir ufuk açtı? Düz ofset, her şekilde dijitalin bir adım önünde olacağını düşünüyorum çünkü yüksek tirajlı işlerde dijital hiçbir zaman size maliyet olarak avantaj sağlamaz ama kişiselleştirilmiş baskıları de düz ofsette çözmeniz çok mümkün değil. Aslında bu iki alanın hedef kitleleri farklı. Matbaalar bireysel müşterileri göz önünde bulunduramazlar. Ama dijitalin hemen bütün müşterileri bireysel müşteriler. Çünkü hem zamandan hem de düşük tirajlarda maliyetten kazancı oluyor müşterilerin. Ayrıca insanlar artık farklılıkların peşinden gidiyorlar. Bana göre gelecek dönemler dijitalin hakimiyetinde olacak. Çünkü tirajların düşüş gösterdiğine hepimiz şahidiz.
Kodak NexPres ile insanlar hangi çalışmalarını yaptırabilirler? Hayalde sınır yok. Bunun için Dereli Grafik ile özel bir çalışma içerisine girdik. Yakın zaman içerisinde yurt dışından İş Geliştirme Uzmanı getirteceğiz ve bu makine ile yeni olarak neler yapılabilir, yada Avrupa’da bu makine ile neler yapılıyor bunları anlatan bir eğitim verecek. Bu eğitimin bizim önümüze farklı bir ufuk açacağını düşünüyorum.
Biraz da Pigment ekibinden bahsedelim isterseniz? Ekibimiz çok genç bir ekip, yaşları genç olmasına rağmen tecrübe olarak çok büyük tecrübeye sahip bir ekip. Piyasada yetişmiş çalışanlarımız da var bizim burada kendi yetiştirdiğimiz çalışanlarımız da var. Daha çok aile gibi bir ortamımız var ve bu ekiple çok daha iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum.
PİGMENT RENK AYRIMI ve DİJİTAL BASKI MERKEZİ, Kodak NEXPRESS 2100 PLUS'u TERCİH ETTİ Dereli Graphic Aralık 2012
12-17 Kasım 2007 tarihlerinde, Kodak GCG Distribütör toplantısı İstanbul/Novotel otelinde yapıldı. Toplantıya, Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika (EAMER Bölgesi) ülkelerinden gelen 74 Kodak temsilcisi 5 gün boyunca program çerçevesindeki etkinliklere katıldı.
12 Kasım tarihindeki program EAMER Kodak pazarlama müdürü Katja Poetzsch'un yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra teknik uzmanlar tarafından, Kodak iş akış (workflow) çözümleri, Prepress çözümleri ve Kodak dijital baskı çözümlerininde bulunduğu zengin bir program gerçekleştirildi. Kodak distribütör toplantısının son günü olan 17 Kasım Cumartesi günü saat 15’de, Mecidiyeköy'de bulunan PİGMENT Renk Ayrımı ve Dijital Baskı Merkezinde katılımcılara, Nexpress 2100 plus dijital baskı makinesi tanıtıldı. Makine demosuna yurt içinden ve yurtdışından çok sayıda ilgili katıldı. Yurt içinden de birçok meraklının ilgi gösterdiği Nexpress 2100 plus dijital baskı makinesi demosuna, firmamızı temsilen Ahmet Dereli, Ahmet Uzun, Cafer Köroğlu, İlker Demirtaş ve Kerem Dereli katıldı.
Katılımcılara makinenin teknik yapısal özellikleri hakkında detaylı bilgiler verildi. Ziyaretçiler ayrıca, baskı kalitesini yakından görme imkanı elde ettiler. Makineye olan ilginin yoğunluğu ve ofset bakıyı aratmayan yüksek baskı kalitesi, katılımcıları adeta büyüledi.
İstanbul Mecidiyeköy’de, dijital baskı alanında hizmet veren Pigment firmasının genel müdürü Murat Okunakul, Nexpress 2100 plus dijital baskı makinesini tercih etme nedenlerini şu cümlelerle ifade etti:
‘‘15 yıldır baskı sektörünün değişik aşamalardan geçerek bugünlere gelebildik. 3 yıldır da Pigment logosu altında faaliyet göstermekteyiz… Aslında renk ayrımı ve film çıkış kökenli bir firmayız. Sektördeki değişimin etkisi bize iki alternatif sundu. Bunlardan birisi, kadroyu küçülterek gidebildiğimiz yere kadar gitmek, ya da kendimize yeni bir yön vermekti. Böylece yaş ortalaması genç, fakat tecrübesi ve dinamizmi yüksek bir kadroyla dijital baskı dünyasına adımımızı attık. Önce HP ile iç mekan baskıya başladık. Kısa süre sonra 3,2 m.’lik solvent bazlı bir makine ve arkasından da HP’nin pigment esaslı mürekkep kullanan makinesini bünyemize kattık. Ve son olarak da, gördüğünüz kompakt yapılı "minik" makineyi aldık.
Aslında benden, müşterilerin işlerini basacakları, baskı kağıdında matbaa provasına yakın olan bir renkli çıkış talebiyle yanıma gelen çalışma arkadaşlarım, 6 m.’lik bu devasa makineyi karşılarında görünce oldukça şaşırdılar. Onlar şöyle kenarda köşede duracak küçük bir makine bekliyorlardı. Ama 6 aylık bir araştırmadan sonra, bizim ihyacımızı ancak böyle bir makinenin karşılayabileceğine kanaat getirdik.
Neydi bizim aradığımız makine özellikleri? Tabii ki öncelikle çoğunluğu matbaacı olan müşteri kitlemizi memnun edebilecek renk kalitesi. Ve de makinenin değil, benim istediğim kağıtlara baskı yapabilmesi ve matbaa da kullanılan kağıt gramajlarını yakalayabilmesi bizim için oldukça önemliydi. Gittikçe yaygınlaşan kişiye özel baskı ve düşük tirajlı baskı taleplerini de karşılayabilmeliydi. Ama en önemlisi matbaanın bile basamayacağı renkleri basarak kendi müşteri kitlemi oluşturabilmek. Bana göre Kodak Nexpress 2100 plus bu özelliği ile rakiplerine epey bir fark atıyor. 5.renk RGB ve Clear baskının yanında Glosser (parlatıcı) ünitesi bizi oldukça büyüledi.
Ayrıca kopya başı maliyeti sabit değil! Bu özellik maliyetleri aşağı çekebilmemizde etkili oluyor. Böylece işin içeriğine göre matbaadan daha iyi fiyatlar çıkartabiliyoruz.
Tercihimizi yaparken, alacağımız makinenin Türkiye’de ilk makine olmasının da avantajlarını kullanabileceğimizi gördük. Tabii ki, Dereli Graphic gibi bir firmanın da makinenin arkasında olması bize ayrı bir güven verdi. Aslında fazla söze gerek yok! Makine ve baskıları burada, hep beraber bakıp neden Nexpress 2100 plus’u tercih ettiğimi daha iyi anlayacağınızı tahmin ediyorum.’’
|